Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yılmaz İnanç, mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının ani tansiyon yükselmesi, çok sıvı elektrolit kaybı ve buna bağlı çeşitli klinik tablolara neden olabileceği ikazında bulundu.
İnanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son devirlerde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini, bunun da birtakım hastalıklara olumsuz tesir yaptığını anlattı.
Kalp, tansiyon, epilepsi ve migren üzere kronik rahatsızlığı bulunanların sıcak havadan olumsuz etkileneceğini lisana getiren İnanç, şöyle konuştu:
“Özellikle sıcak havalarda tansiyonda ani yükselmeler, çok sıvı elektrolit kaybı ve buna bağlı çeşitli klinik tablolara neden oluyor. Sıcak havalar bilhassa tansiyonda ani yükselme yapabilmekte. Bu da hastalarda baş ağrısı, baş dönmesi ve beyin damar hastalıkları, bilhassa damar tıkanıklığı ve kanama üzere birçok klinik bulgu semptomlarla hem acilde hem poliklinikte karşımıza gelebilmekte.”
Sıcak havaların, ileri yaştaki beyin-damar hastalarında sıvı elektrolit düzensizliği, tansiyonun ani yükselmesi, beyin damanlarında tıkanıklık üzere birçok hastalığa yer hazırladığına işaret eden İnanç, şöyle devam etti:
“Bu küme hastalar felç ve inme üzere problemlerle acil servislerimize gelmekte. Çok sıcaklar epilepsi hastalarımızı da olumsuz etkilemekte. Bu kümeye da çok sıcaklardan uzak durmasını öneriyoruz. Zira çok sıvı kaybı, beslenme düzensizliği ve uyku düzensizliği yaşayarak epileptik sara krizlerinin artmasına neden olabiliyor. Çok güneşe maruz kalmak, migren hastalarında uyku düzensizliği yapabilmekte. Uyku kalitesi kâfi olmayanlar sabah uyandığında kendini yorgun hissetmekte ve baş ağrısı atakları daha sık görülmekte.”
Sıcaklığa karşı kollayıcı tedbirler alınmalı
Doç. Dr. Yılmaz İnanç, hava sıcaklıklarının en yüksek dereceye ulaştığı saat 10.00-14.00 ortasında mümkün olduğunca dışarıda bulunulmamaya dikkat edilmesi, dışarı çıkılması halinde ise şapka yahut şemsiye üzere esirgeyici tedbirler alınması gerektiğine değindi.
Bol sıvı alımıyla sıvı elektrolit kaybının önüne geçilmesi gerektiğine işaret eden İnanç, “Özellikle sulu besinlerin bol bol tüketilmesi gerekmekte. Kişinin bulunduğu ortama nazaran değişmekle birlikte günlük yaklaşık 2 litre su tüketilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
