Türkiye’nin Malezya Kraliyet Donanması’na üç korvet inşa etmesine ait resmi imzalar atıldı. Çok farklı ülkelerin bu hususta Ankara’nın kapısını çalmasına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin askeri gemi inşa konusunda dünyanın en esnek üreticisi olduğu ve bu kadar farklı sistemlere sahip gemi üretebilen tek ülke pozisyonuna yükseldiği görüşünde.
Cumhuriyet tarihinin en büyük askeri gemi ihracatlarından birine ait resmi imzalar geçtiğimiz günlerde atıldı. Türkiye, Malezya Kraliyet Donanması’na Ada Sınıfını temel alan 3 gemi inşa edecek. Gemilerin inşasına bu yıl başlanacak ve 3,5 yıl içinde üç gemi de teslim edilecek.
Aslında bu mutabakat bir yanıyla ana yüklenici STM başta olmak üzere Türk Savunma Sanayii firmalarının kabiliyetlerini gösteriyor. Başka tarafta ise bilhassa çok farklı sistemleri tıpkı gemiye entegre edebilme açısından Türkiye’nin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
“GEMİLERİN SİSTEMLERİNDE DE ‘MADE İN TÜRKİYE’ İMZASI OLACAK”
Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, kelam konusu muahedenin yalnızca yeni bir gemi inşası üzere düşünülmemesi gerektiğine işaret ediyor. Zira Türkiye gemiyi inşa edip kenara çekilmeyecek.
Erkan’a nazaran Cenk-S radarından Atmaca füzelerine, stabilize toptan geminin savaş idare sistemine kadar çok farklı sistem ve sensörler de Türk firmalarınca üretilecek.
STM’nin kelam konusu ihalede dünyanın en güzelleriyle yarıştığına dikkat çekiyor Erkan ve “En büyük üç gemi ihracatçısından birini geride bırakıp ihaleyi kazandılar. Bu ihale Malezya’nın deniz programının ikinci fazı için açıldı. Birinci fazı yapan firma STM kadar esneklik gösteremediği ve tahlil odaklı olmadığı için ikinci fazı kazanamadı. Olağanda birinci fazı kazanmak ikinci faz için büyük bir avantajdır. Lakin STM ortaya koyduğu vizyonla rakiplerine talih tanımadı” bilgisini paylaşıyor.
DÜNYANIN BU ALANDA EN ESNEK ÜLKESİ TÜRKİYE
Son yıllarda yabancı ülkelerin askeri gemiler için Türkiye’nin kapısını çalmasına sıkça şahit oluyoruz. Bunun elbette farklı nedenleri var lakin Kozan Selçuk Erkan en değerli kısmın ‘esneklik’ olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin askeri gemi inşa konusunda dünyanın en esnek çalışan ülkesi olduğunun altını çizen Erkan, şöyle devam ediyor:
“Bir ülke kendi gemisinde hangi ülkenin ne marka silah sistemini istiyorsa biz buna çabucak ahenk sağlayıp o talebi gerçekleştirebiliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ihraç gemi inşa projelerinde bu derece çeşitlilik sağlayabilen dünyada tek ülke biziz.
Bizden daha çok gemi inşa eden İtalya ve Fransa örneklerine baktığımızda mümkün olduğunca kendi bildikleri, daha evvel uyguladıkları silah ve elektronik sensörlerin dışına çıkmadıklarını görürüz.
Bunun iki sebebi var. Birincisi, kendi eserlerinin satılmasını sağlamak. İkincisi, çabucak her şeyini bildiklerini bir sistemle çalışarak proje müddetince inançlı tarafta kalmak.
Türkiye ise bunlara takılmıyor. Pakistan için öteki, Ukrayna’da öbür, Malezya için öteki hava savunma sistemlerini tıpkı gemiye uyarlayabiliyoruz. Hatta kendi gemilerimiz için de daha farklı sistemler kullanıyoruz. Dünyada bir gemi sınıfı üzerinde bu kadar çok farklı hava savunma sistemini tek bir gemiye uyarlayabilmiş öbür ülke yok.
Sadece hava savunma için değil gemisavar füzeler ile elektronik sensörler için de emsal bir çeşitlilik ve kusursuz entegrasyon kelam konusu.”
TÜRKİYE’NİN ASKERİ GEMİ ÜRETİMİNDE ÖNÜ AÇIK
Kozan Selçuk Erkan’ın üstte bahsettiği çeşitlilik müşteriler için çok kritik. Zira her ülke mümkün olduğunca daha özgür bir çalışma ortamı istiyor. Haliyle kendi sistemlerini de entegre ettirebilecekleri bir savaş gemisi onlar için çok daha mantıklı oluyor. Türkiye bunu sağlıyor.
Ancak gemiyle birlikte alt sistemleri de tıpkı ülkeden almak isteyenler de yok değil… Erkan burada bir parantez açıyor ve Türkiye’nin yerli radar, yerli elektronik sistemler, yerli silah/mühimmat sistemleri geliştikçe satılan her bir gemide bu eserleri daha sık görebileceğimizi söylüyor.
Böyle bir durumda müşteri tarafı da Türkiye ile bu son derece gelişmiş sistemler için ortak AR-GE ve tahminen de üretim yapabilme imkanı bulabiliyor. Haliyle tam bir kazan-kazan durumu ortaya çıkıyor.
Erkan’a nazaran tüm bunları alt alta eklediğimizde Türkiye, milletlerarası rekabette rakiplerinde olmayan bu maharetlerle çok önemli avantaj yakalayacak.
