Tacikistan‘da Müslümanlara yönelik yeni kısıtlamalar getirildi. Nüfusun yüzde 98’i Müslüman olan ülkede parlamentonun üst kanadı Ulusal Meclis, 19 Haziran’da başörtüsünün yasaklanmasını öngören yasa tasarısını onayladı.
“MİLLİ KIYMETLERİN KORUNMASI” İSMİ ALTINA ASİMİLASYON
Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi tarafından 8 Haziran’da kabul edilen yasa tasarısı, dün Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman tarafından imzalanmasının akabinde yürürlüğe girdi. Yasa, “Milli kıymetlerin korunması gayesiyle Tacik kültürüne uygun olmayan yabancı kültürlere ilişkin kıyafetlerin giyilmesini, ithal edilmesini, satılmasını ve reklamının yapmasını” yasaklıyor.
YASAYA UYMAYANLARA BİNLERCE DOLAR CEZA
Yasaya uyulmaması durumunda bireylere 740 dolar, kurumlara ise 5 bin 400 dolara kadar para cezası verilmesi öngörülürken, hükümet yetkililerine 3 bin 700 dolar, dini otoritelere ise 5 bin 60 dolar civarında para cezası verilebilecek.
ERKEKLERİN SAKAL UZATMASI DA YASAKLANMIŞTI
Tacikistan’da başörtüsüne yönelik baskı 2007’de başlamış, birtakım kıyafetler okullarda yasaklanmış, daha sonra kural tüm kamu kurumlarını kapsayacak formda genişletilmişti. Tacikistanlı yetkililer, 2017’de bayanları Tacik kıyafetleri giymeye çağırmış, 2018’de önerilen kıyafetler hakkında 376 sayfalık bir kılavuz yayınlanmıştı. Tacikistan sakal uzatmayı da gayri resmi olarak yasaklamış ve binlerce kişinin sakallarının polis tarafından zorla tıraş edildiği bildirilmişti.
TACİKİSTAN’DA MÜSLÜMANLARIN DURUMU
İslamiyet’in Tacikistan topraklarına girişi 7. yüzyılda olmuş, takip eden süreçte ve bilhassa Samaniler devrinde de İslam bölgede giderek yayılmıştır. Günümüzde ülke nüfusunun tamamına yakını Müslüman’dır ve Hanefi mezhebine mensuptur.
Sovyetler Birliği periyodunda, başka Müslüman bölgelerde olduğu üzere Tacikistan’da da dini faaliyetler yasaklanmış, cami ve medreseler kapatılmış, halka önderlik edecek din alimleri, imamlar ve öğretmenler tutuklanarak başta Sibirya olmak üzere Sovyetler Birliği içinde sürgüne gönderilmiştir. Stalin devrindeki katı uygulamalar sonucu bir orta ülkedeki cami sayısı 17’ye kadar düşmüş lakin ülkenin dağlık yapısı ve nüfusun kıymetli bir kısmının köylerde yaşıyor olması nedeniyle halk dini inançlarını yaşamaya güç da olsa devam etmiştir.
1980’li yıllarda İran İhtilali ve Rusya’nın Afganistan işgali, Tacik toplumu üzerinde tesirli olmuş ve ülkede dini örgütlenme bakımından önemli bir hareketlilik yaşanmıştır. Bu hareketlilik 1991 yılındaki bağımsızlığın akabinde da devam etmiş, lakin bu kez da yeni idare kendi halkı üzerinde katı ve baskıcı siyasetler uygulamaya başlamıştır. Bilhassa dini hayat, sakal, tesettür, mescide gitmek, hac ibadeti üzere pek çok bahiste Tacik halkı hala idarenin baskıcı uygulamalarıyla karşı karşıyadır.
