Troya Antik Kenti’nin eski hafriyat lideri Alman arkeolog Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ın eşi Katja Korfmann, eşinin yıllardır hayalini kurduğu Troya Müzesi’ni açılışından sonra birinci kere ziyaret etti.
Hayatının 17 yılını Troya Antik Kenti’ne adayan, Troya kazılarıyla, Homeros, İlyada ve Troya araştırmalarında çığır açan ve 1995 yılından beri Çanakkale’de bir müze kurulması fikrini lisana getiren Prof. Dr. Korfmann’ın eşi Katja Korfmann, 2005’te kanserden vefat eden eşinin düşü olan Troya Müzesi’ni gezdi.
Troya Antik Kenti’nde 1988-2005 yıllarında hafriyat başkanlığı yapan Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ın öğrencisi olan Troya Antik Kenti Hafriyat Heyeti Lideri Prof. Dr. Rüstem Aslan, Katja Korfmann’a Troya Müzesi ziyaretinde eşlik ederek yapıtlarla ilgili bilgi verdi.
Katja Korfmann, ziyaretin akabinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Ben arkeolog değilim lakin burada yıllarca çalışan eşimin bu fikrinin, isteğinin, hayalinin gerçekleşmiş olması çok hoş bir his.” dedi.
Müze binasını çok hoş bulduğunu belirten Korfmann, şunları lisana getirdi:
“Dışarıdan bakıldığında karanlık üzere gözüküyor ancak içine girildiğinde aydınlık bir müze karşınıza çıkıyor. Hoş bir müze. Eşim tutkulu bir arkeologdu. Bütün gücünü ve vaktini Troya’ya harcıyordu. Başındaki, buluntuların bir yerde sergileneceği çağdaş bir müzeydi. Kendisi görmedi ancak başarılı bir sonuç. Bütün yapıtların bir ortada sergileneceği müze fikri gerçekleşmiş oldu. Ben bir öğretmenim. Çocuklar ve olağan ziyaretçi için oluşturulan didaktik lisan de kıymetli. Bu manada müzeyi başarılı görüyorum.”
Eşi Osman Korfmann’ın müze fikrinin 1995’te Puşkin Müzesi’nde Troya hazinelerinin sergilenmesi sonra çıktığını aktaran Katja Korfmann, “Ana fikir, eserler çıktığı yerde sergilensin, müzeler birbirleriyle ortak çalışsınlar ve yapıtları çıktığı yerde görsünler. Bu fikrin birinci etabının gerçekleşmiş olması benim için çok kıymetli.” dedi.
“Benim için çok manalı ve duygusal”
Prof. Dr. Rüstem Aslan da uzun yıllar arkeolog Korfmann’ın yanında çalıştığını ve ondan çok şey öğrendiğini söyledi. Aslan, şunları kaydetti:
“Bize söylediği şey, ‘Gelecek bıraktığın izdir.’ Bütün çalışmaları, projeleri bu motto ile yapıyordu. Müze fikri de bu türlü bir emelle ortaya atılmıştı. Müze fikrinin gelişmesini sağladı lakin müzenin gerçekleşmesini görmeden ortamızdan ayrıldı. Eşi Katja hanımın burada olması benim için çok manalı ve duygusal bir durum.
Eserlerin çıktığı yerde sergileniyor olması fikrinin gerçekleşmesi çok kıymetli. Bizden sonra da bu müze ve Troya, bu yapıtlara konut sahipliği yapmaya devam edecek, o açıdan çok memnunum. Troya Müzesi, harika bir müze. Kaçırılan yapıtların dönme fikrini bir manada etik olarak da öne çıkarması açısından bence çok kıymetli.”
