Eskişehir‘de yaşayan Halil İbrahim Sarıkaya, argümanına nazaran, Ocak ayında yolladığı 200 bin liraya kadar paha bulabilen kargosu için PTT Kargo’dan 700 TL tazminat aldı. 5 aydır mağduriyet yaşadığını belirten Sarıkaya, durumu gerekli yerlere bildirdiğini ve hakkını arayacağını belirtti.
Eskişehir‘de yaşayan Halil İbrahim Sarıkaya, gazetecilik ve yazarlıktan emekli olduktan sonra antika işine yöneldi. Yazılı eserler koleksiyonerliği ve eksper olarak antika mezatlarında da misyon yapan Sarıkaya geçtiğimiz ocak ayında PTT Kargo ile ‘rubu tahtası’nı İstanbul’a göndermek istedi. Ancak Sarıkaya’nın argümanına nazaran kargosu bir türlü istediği adrese ulaştırılmadı. 5 aydır kargosunun nerede olduğunu öğrenmek için çalmadık kapı bırakmayan antika meraklısı, bir sonuç elde edemedi. Yetkililerden de bu süreçte sağlıklı bir yanıt alamadığını belirten Sarıkaya, 5 ay sonunda kargosunun kayıp olduğunu ve bunun bedeli olarak ise PTT tarafından hesabına 700 TL yatırıldığını sav etti. Gönderdiği on binlerce liralık antikasının kaybolmasına karşılık yatırılan sayısı komik bulan Halil İbrahim Sarıkaya, PTT yetkililerinin ilgisiz olduğundan keder yandı. Durumu gerekli yerlere bildirdiğini belirten Sarıkaya, hakkını arayacağını tabir etti.
“BİRİNCİ AYDA KARGO GÖNDERDİM, ŞU AN BEŞİNCİ AYDAYIZ”
Halil İbrahim Sarıkaya, “Yaklaşık 17 yaşından beri ticaret yapıyorum, yani 37 yıldır ticaretle uğraşıyorum. Şu anda 57 yaşındayım. Bugüne kadar kendimi bildim bileli PTT Kargo ile çalıştım. Kurumsal bir kimliği, resmiyeti olduğu için tercih ettim. En son Ocak ayında kargo gönderdim, şu an beşinci aydayız, 5 aylık verdiğim çaba sonucunda PTT Genel Müdürlüğü dahil ulaşamadığım, görüşemediğim beşerler nedeniyle kargom kayboldu ve mağdur oldum. Mağdur olunca haber oldum, münasebetiyle hak arama noktasında bugün PTT Eskişehir Bölge Müdürlüğü’nün önünde açıklama muhtaçlığı hissettim. Elimizde kayıp olduğuna dair gönderdiğimiz evraklar var. Doğal dilek ediyoruz ki, bu cins şeylerin olmasın, insanların mağduriyet yaşanamasın yahut erişilebilirlik olsun. Yani en çok üzüldüğüm şey de kaybettiğim emtianın ölçüsünden çok PTT Genel Müdürlüğü’nde ulaşılacak kimsenin olmaması. Kargo sürecinde bildiri gelmemesi, hiçbir formda yetkililere ulaşamamak ve ciddiye alınmamak bir vatandaş olarak açıkçası beni çok üzdü” dedi.
“HESABIMA 700 TL ÜZERE BİR BEDEL YATTI”
Gönderdiği ‘rubu tahtası’nın Osmanlı vaktinden kaldığını ve kıymetinin en az 35 bin TL olduğunu belirten Halil İbrahim Sarıkaya, tazminat olarak verilen 700 TL’yi komik bulduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
“Osmanlı periyodunda vakit zaman karşılaştığımız mezatlarda gördüğümüz astronomiyle ve güneşle takvimiyle ilgili Osmanlı’nın kullandığı rubu tahtası denilen bir şey vardır. Yani ahşap bir ağaç üzerine yapılmış rubu tahtası biçiminde bir emtia. Bunları vakit zaman kendi ortamızda arkadaşlarımıza gönderiyoruz, değiştirme durumlarımız oluyor yahut bedeli karşılığında el değiştirdiği oluyor. Mezatlardan aldığımız da olabiliyor. Yeniden buna misal bir rubu tahtası formunda bir aracımız vardı. Bunu bedeli karşılığında İstanbul’daki bir arkadaşımıza gönderdik. Lakin PTT Kargo karşı tarafla irtibata geçiyor, onlar almadıklarını bize aylar sonra bir yazı göndererek kaybolduğunu resmi olarak belgeliyor ve bir tazminat hakkımız doğduğunu söylüyorlar. Bunu alıcı tarafına iletiyorlar, satıcıya rastgele bir bilgi verilmiyor. O da beni aradı, ‘Tazminat hakkı doğdu, bunu da gönderici olarak senin alman gerekiyormuş, müracaat eder misin’ dedi. Tekrar Eskişehir PTT Müdürlüğü’ne geldim, kargo servisine müracaatımı yaptım. Onlar da bir dilekçe vermem gerektiğini söylediler ve bedelini sordular. En alt 35 bin lira bir bedel olduğunu, bunun ucunun açık yani 150-200 bin liraya kadar da piyasa bedeli olduğunu söyledim. Fakat yazmış olduğum dilekçeden sonra vermiş olduğum banka iban numarama 700 TL üzere bir bedel yattı. Yani 35 bin liranın karşılığında bırakın yarısını yatırmayı, yani sadaka ya da fitre verir, dalga geçer üzere oldu. Üstelik bu süreçte ben vermiş olduğum gayret içerisinde ne PTT Genel Müdürlüğü kaldı, ne AKİM’i, BİMER’i, CİMER’i kaldı, ne PTT Eskişehir Baş Müdürlüğü kaldı, ne de oradaki yetkililer kaldı. Hiçbir kimseye hiçbir formda ulaşamadım. Bulunması durumunda o bedel benden talep edilecekmiş. O kadar trajikomik ki keşke benim 35 bin TL bedelindeki eserim bulunsa da bana verdikleri 700 TL’yi geri iade etsem. Yani güler misiniz, ağlar mısınız? Biz bugün PTT Müdürlüğüne güvenemezsek, nereye güveneceğiz? Özel şirketlerin kargolarının durumu malum esasen. Ben hukukî manada bütün haklarımın gizli kalması koşuluyla yasal haklarımı kullanacağım. Sonuna kadar çaba edeceğim. Tahminen o 700 liranın karşılığında 70 bin lira harcayacağım lakin en azından bu örnek olsun istiyorum. Herkesin PTT kargonun ne kadar vasat, ne kadar işine sadık olmayan ve ehil olmayan beşerler tarafından bilmesini istiyorum. PTT Genel Müdürü’nü de istifa etmeye davet ediyorum.”
