Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Bugün 1071’le başlayan fetihler zincirinin altın halkası olan İstanbul’un fethinin 571’inci sene-i devriyesini milletçe idrak ediyoruz. Daha 21 yaşında askeri ve siyasi dehasıyla birinci sınıf mühendisliğiyle, ilmiyle, yüreğiyle İstanbul’u milletimize armağan eden Fatih Sultan Mehmet ve ordusunu bir kere daha rahmetle yad ediyoruz.
“FETİH ANLAŞILMADAN KIZIL ELMA ANLAŞILMAZ”
İstanbul o tarihten itibaren Türk ve İslam dünyasının güç, yönetim, bilim ve sanat merkezi haline gelmiştir. İstanbul’un fethi dünya tarihi için ne kadar değerliyle milletimizin kurucu gücü Fatih Millet kimliği bakımından da mühimdir. Fetih anlaşılmadan Kızıl Elma ideali anlaşılmaz. Fetih anlaşılmadan, gemileri karadan yürüten azim, inanç anlaşılmaz.
“İSTANBUL TÜRK’TÜR, MÜSLÜMANDIR”
Fethe ‘işgal’ diyenlerin İstanbul’un duvarlarını ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazılarıyla kirletenlerin, İstanbul’un fethinden 250 yıl evvel kenti istila edip, bayanların çeyizlerine kadar yağmayalan Haçlı sürülerinden farkı yoktur. İstanbul’un fetih ruhundan koparılmasına göz yummayacağız. Birileri hala kabullenemeseler de İstanbul Türk’tür, Müslümandır. İstanbul’a kentlerden bir kent olarak bakmadık, bugün de bakmıyoruz. İstanbul her şeyden evvel bize Fatih Sultan Mehmet’in ve kutlu ordunun tüm neferlerinin emanetidir. Aziz İstanbulumuzu kollamaya, güzelleştirmeye devam edeceğiz.
“O HANÇERİN MİLLETİMİZİN SIRTINA SAPLANMASINA MÜSAADE VERMEDİK”
28 Mayıs seçimleri sonrasında ifşa olan gizli-saklı muahedeler ülkemizi nasıl büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü ortaya koyuyor. Sağda solda vatan, millet edebiyatı yapanların tüm bedelleri nasıl kolay kolay sattıklarını daima bir arada ibretle takip ediyoruz.
Altılı koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayının hazır çokça vakti varken, üzerindeki kuşku bulutlarını temizlemesi kıymetlidir. Gereksiz tartışmaların içine ülkemizi sürüklemek yerine çıksın milletin zihnindeki soru işaretlerini gidersin. İşaret lisanıyla ve imalarla konuşmayı bıraksın. Her şeyi açık açık itiraf etsin. Biz kimin kimi hançerlediği sorunuyla hiç ilgilenmedik. Lakin ucundan kan damlayan o zehirli hançerin, milletimizin saplanmasına da müsaade vermedik.
HÜKÜMETİN 1 YILLIK KARNESİ AÇIKLANACAK
85 milyon vatandaşımızın tamamının inancına layık olmak için durmadan koşturmaya devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın inşası için güçlü bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz. Kabine toplantımız sonrasına inşallah hükümetimizin 1 yıllık karnesini kamuoyu ile paylaşacağız. Ülkemize hangi yapıtları kazandırdığımızın hesabını milletimize vereceğiz.
“15 BİN SAF ÇOCUKTAN NE İSTEDİNİZ?”
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım, milyonlarca sivilin sığındığı Refah’a yapılan akınlarla çok daha kanlı bir safhaya girdi. İnançlı bölgedeki sivillerin çadırlarına düzenlenen hücumda en az 45 saf şehit edildi. Görünütlere bakmaya can dayanmıyor. Bir baba yalnızca birkaç aylık başı kopmuş bebeğini, şayet kaldıysa, dünyanın insanlığın vicdanına gösteriyor. 15 bin pak çocuktan ne istediniz? İnsanlığa bu kadar mı düşmansınız. Hiçbir din şu vahşeti yasallaştırmaz. Dünya Netanyahu denen kanla beslenen vampirin vahşetini canlı yayında izliyor. ABD sen de bu soykırımdan sorumlusun.
“GAZZE’DE İNSANLIK ÖLÜRKEN, AVRUPA’DA DEMOKRASİ ÖLÜYOR”
Gazze’de insanlık ölürken, Avrupa’da demokrasi ölüyor, insan hakları, söz özgürlüğü, basın özgürlüğü, bayan hakları, çocuk hakları ölüyor. Kimse kusura bakmasın, bundan sonra hiçbir Avrupalı çıkıp da kibirle bize demokrasiden, insan haklarından, tabir özgürlüğünden, basın özgürlüğünden bahsetmesin.
“GAZZE’DE YALNIZCA İNSANLIK DEĞİL, BM DE ÖLMÜŞTÜR”
Ey BM, 21’inci yüzyılıda canlı yayında tüm insanlığın izlediği soykırımı durduramayacaksan, sen ne işe yararsın? Şayet dünyanın geleceği 5 ülkenin keyfine kaldıysa ne gerek var o devasa binalara? Bırakın soykırımı durdurmayı, BM kendi işçisini, kendi yardım çalışanlarını dahi koruyamadı. Gazze’de yalnızca insanlık değil, BM de ruhuyla birlikte ölmüştür.
“İSRAİL TÜM İNSANLIK İÇİN TEHDİT”
İsrail, milletlerarası hukukun denetimine girmeden, kendini milletlerarası hukuka bağlı görmeden, hiçbir ülke inançta değildir. Bunu açık açık söylüyorum. Buna Türkiye de dahil. Bu barbarlık Gazze ile hudutlu mı zannediyorsunuz? Kan içmeye doymayacaklar. Hukuk ve kural tanımaz bir İsrail, yalnızca Filistin için değil tüm insanlık için bir tehdittir. Netanyahu’nun bugün müsaadeden gittiği Hitler, ABD ve Sovyetler Birliği’nin ittifakıyla geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan Netanyahu ve cinayet şebekesi büsbütün denetimden çıkmadan bu barbarlık artık durdurulmalıdır.
“147, 5’TEN BÜYÜKTÜR”
Şu an itibariyle 147 ülke Filistin’i bir devlet olarak tanımış durumdadır. BM’ye üye 193 ülkenin 4’te 3’ünden fazlası Filistin’i hâkim bir devlet olarak kabul ediyor. 147 üyenin ortak kararı 5 üyeden oluşan Güvenlik Konseyi’nin keyfine bırakılamaz. Tekrar söylüyorum; dünya 5’ten büyüktür. 147, 5’ten büyüktür.
Gençler, siyonizmin nasıl kural tanımaz bir sapkınlık olduğunu görmeye başladı. Bu ihtilalin siyonist sapkınlıktan arınmış bir dünyayı kuracağını umuyorum. Türkiye olarak soykırım şebekesinin hesap vermesi için atılan tüm adımlara dayanak veriyoruz. Birinci günden beri ziyaret ettiğimiz tüm ülkelerde bu mevzuyu gündeme getirdik. Memleketler arası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına müdahil olmayı kararlaştırdık. İsrail idaresinin ve siyonist lobinin Adalet Divanı ve yargıçları açıktan tehdit ederek baskı altına almaya çalıştıklarını görüyoruz.”
