İstanbul‘da şeker hastalığına tedavi bulmak için doktor Alper Çelik tarafından ameliyata alınan Mehmet Acar, ameliyattan yaklaşık 7 gün sonra hayatını kaybetti. “Ameliyata sağlam girdik, cenaze olarak çıktık” diyen Mehmet Acar’ın eşi Güler Acar, Alper Çelik’in tıpkı kendi eşi üzere diğer hastaların da vefatına sebep olduğunu ve Çelik’e verilen 3 yıl meslekten men cezasının yetersiz olduğunu söyledi.
İstanbul’da argümana nazaran şeker hastalığına deva bulma umuduyla doktor Alper Çelik tarafından 2020 yılında ameliyata alınan 53 yaşındaki Mehmet Acar, ameliyattan yaklaşık 7 gün sonra hayatını kaybetti. Geride 3 çocuğu kalan Mehmet Acar’ın eşi Güler Acar, Alper Çelik’in eşi üzerinde ameliyat değil adeta deney yaptığını belirtti. Hususla ilgili hukuk çabasını devam ettiren Acar, ayrıyeten Alper Çelik’e verilen 3 yıl meslekten men cezasının yetersiz olduğunu söyledi.
“Sağlam girdik, cenaze olarak çıktık”
Güler Acar, “Bir haftalık bir süreç oldu, bir haftalık süreçte çok ihmal kelam konusu. 7 gün boyunca bekletildik. Yedi gün sonra tekrar bir operasyona alındı üstten aşağıya bir açma süreci ile gerçekleşti ve organların bittiğini görünce artık buna yapılacak bir müdahale yoktu. Sonraki gün de zati bize vefat haberi geldi. Cenazemizi teslim aldık, ameliyata sağlam girdik, cenaze olarak çıktık. Alper Çelik, taammüden insan öldürüyor ve çocuklarımın geleceğini çaldı. Ben onlara şu anda anlatamıyorum, zira babalarının katilinin hala uzunluk boy reklam vermesine, gezmesine artık tahammül edemiyorum. Artık gereği yapılsın istiyorum, bizim hakkımız sorulsun istiyorum. 4 yıldır ben bununla uğraş ediyorum, sıkıntı bir süreçten geçtik. Çocuklarıma artık ‘babanızın katili cezasını aldı’ demek istiyorum” dedi.
“Benim çocuklarımın geleceği çalındı”
Acar, “Alper Etiler’deki hastanesi mühürlü olduğundan ötürü bizi diğer bir hastaneye almış. Biz bunu sonradan öğrendik. Kolon Hastanesi’nde ameliyatı, yani deneyi gerçekleştirdik. Orada 7 gün boyunca hiçbir müdahale edilmeden 7 gün boyunca orada bizi tuttular. 7 gün sonra tekrar açtılar, sonuç bu halde. Bir hafta bekledi, neyi bekledi anlamadım. Eşim vefat etti, 3 gün sonra tekrar hastaneye gittim dedim ki ‘bana bir başsağlığı bile dilemedin. Benim eşim neden vefat etti, diyabetten diğer hiçbir sorunu da yoktu sağlamdı, hastaneye sağlam girdi’ dedim. Bana açıklama yapamadı kendisi, ‘kalbi durdu’ dedi. Kalbi neden durdu, bu adamın kalbi sağlamdı. Ben öteki bir hastaneye naklini de istedim lakin vermediler. Yani bir hafta vefatı bekledik. Biz operasyon geçirdikten sonra öbür bir odadaki hasta eşimin durumundaydı. Hatta orada bir hemşire dedi ki ‘bunların sonu ne olacak?’ Ben ona da şahit oldum. Hemşireye sordum ‘Niye bu halde konuştun?’ dedim. O da ‘sizle alakası yok’ dedi geçiştirdi ancak orada içime ateş düştü zati. O bayanın da vefat ettiğini duydum. Bizden sonra iki kişinin daha vefat ettiğini duydum. 3 yıl men cezası komik bir ceza, benim çocuklarımın geleceği çalındı. Bu adam 3 yıl sonra çıkacak, bu misyona devam edecek. Kesmeye, biçmeye, öldürmeye devam edecek. Benim eşim çıkıp çocuklarına gelecek sunabilecek mi?” diye konuştu. – İSTANBUL
